Okul öncesi Öğretmenleri Paylaşım Yeri

7 Ekim 2018 Pazar

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE BİLGİSAYAR DESTEKLİ UYGULAMALARDA ÖĞRETMENLERİN YAŞADIĞI PROBLEMLER


            Günümüzde teknoloji hızla ilerlemektedir. Teknolojinin çok rahat kullanma alanları bulabilen üstün yetenekli makinesi, yani bilgisayar, teknoloji ilerledikçe daha çok geliştirilmekte ve bu durumdan dolayı daha çok kullanılarak yaygınlaşmakta, birçok alanda kullanıma olanak sağlamaktadır. Bilgisayarın yaşamı inkar edilemez şekilde kolaylaştırdığı ve insanların bu kolaylığı fark ederek bundan yararlandıkları bir gerçektir.
Çocuğu, yaşantımıza bu denli giren bilgisayardan izole etmek imkansız olduğuna göre, onun özellikle eğitim alanında bu makineden en iyi biçimde yarar sağlaması için çaba harcanmalıdır (Arı ve Bayhan, 2002, s. 7).
             Bilgisayardan bir öğretim aracı olarak yararlanılması fikri, 60’lı yılların başında oldukça sınırlı iken, özellikle 70’li yıllarda makrobilgisayardan daha ucuz ve kolay kullanılabilen mikrobilgisayarlara geçişle birlikte oldukça büyük hız kazanmış bulunmaktadır. Bugün bilgisayarlar, özellikle endüstriyel yönden gelişmiş ülkelerde çok çeşitli kullanım alanlarının dışında, okullara da girmiş bulunmaktadır. Türkiye’de de M.E.B tarafından okullarda bilgisayar kullanımı ve bilgisayar destekli eğitimin gerçekleştirilmesi konusunda pek çok çalışma yapıldığı dikkati çekmektedir (Oktay, 2004, s. 238).
           Bilgisayarların öğretimde kullanılmasının en zor fakat en fazla etkili şekli olarak kabul edilen Bilgisayar Destekli Eğitim, kendi kendine öğrenme ilkelerinin bilgisayar teknolojisi ile birleşmesinden oluşmuş bir öğretim yöntemi olup, öğrenme-öğretme sürecinde bilgisayarın bir seçenek olarak değil sistemin tamamlayıcı ve güçlendirici bir öge olarak kullanılmasıdır. Bilgisayarlar bilginin aktarılması, ölçülmesi, değerlendirilmesi ve geri besleme; öğrencilerin derse güdüsünün ve aktif katılımının sağlanması; öğretim düzeyinin öğrencilerin mevcut bilgilerini ve ilerlemelerine göre ayarlanarak bireysel farklılıkların dikkate alınması; öğretim grafik, resim, animasyon ve müzik gibi materyallerle desteklenmesi, gibi birçok pedagojik işlevleri yerine getirmede önemli faydalara sahiptir. Bilgisayar destekli eğitim daha güvenli ve sıkmayan, korkutmayan bir öğrenme ortamı sağlayabilir, her öğrencinin bireysel ihtiyaç ve yeteneklerine yanıt verebilme olanağına sahiptir, öğrenmeyi ve okulu sevmeyen öğrenciler bilgisayar kullanarak motive edilebilir (Çelik, 2009, s. 170, 174).
             Eğitimin bireylere daha etkin bir şekilde verilebilmesi için var olan eğitim süreci bazı evrelere ayrılmıştır. Bunların ilki ve en önemlisi okul öncesi dönem olarak ifade edilen eğitim sürecidir. Yaşamın ilk yılları olan bu eğitim süreci çocuğun gelişimi eğitimi açısından çok önemli bir konuma sahiptir. Okul öncesi eğitim aslında doğumdan ilkokula kadar olan devreyi içine alan ve bu yaş çocukların gelişimlerini desteklemeyi hedef edinen bir süreçtir (Kacar ve Doğan, 2007).
             14. Milli Eğitim Şurasında okul öncesi eğitimi, ‘0-72 ay grubundaki çocukların gelişim düzeylerine ve bireysel özelliklerine uygun, zengin uyarıcı, ve çevre imkanları sağlayan, onların bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden gelişmelerini destekleyen, onların toplumun kültürel değerleri doğrultusunda en iyi biçimde yönlendiren ve ilköğretime hazırlayan, temel eğitim bütünlüğü içerisinde yer alan bir eğitim süreci’ olarak tanımlanmıştır (MEB, 1993).
       
          Çocuğa erken yaşlarda sağlanacak deneyimlerle elde edilecek temel bilgi, beceri ve alışkanlıklar, çocuğun daha sonraki öğrenim yaşantısının yanı sıra sosyal ve duygusal yaşamını da bilinçlendirecek güçtedir. Tesadüflere bırakılmayacak kadar ciddi, bilimsel ve sistematik bir organizasyon ile yönlendirilmesi gereken okul öncesi eğitim hizmeti, tüm eğitim sistemimizin en can alıcı dönemidir (Kuru Turaşlı, 2008, s. 6).
              Çocuklara, okul öncesi eğitim döneminde belli davranışları kazandırmak ve gelişimlerini desteklemek için gerekli eğitim yaşantıları evde ebeveynler, okul öncesi eğitim kurumlarında öğretmenler tarafından hazırlanmalıdır. Bu eğitim yaşantılarından yararlanamayan çocukların gelişimleri yavaş olmakta ve çocuklar bu olumsuz izleri yaşamları boyunca taşımaya mahkum edilmektedir (Çoban ve Nacar, 2006, s. 2).
            Teknolojinin, özellikle de bilgisayar teknolojisinin, hızla geliştiği günümüzde artık, bilgisayarların okulöncesi ve ilkokul çağı çocuklarının aktivite ve materyalleri arasında bir yerinin olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Çocukların bilgisayar destekli eğitimden yararlanmaları için eğitimcilere büyük görevler düşmektedir (Arı ve Bayhan, 2002, s. 63).
               Çocuğun bilgisayarla hangi yaşta tanışması ve program öğrenmeye ne zaman başlaması gerektiği sıkça tartışılmaktadır. Bu konuda oldukça farklı görüşler olmakla birlikte; bazı eğitimciler çocuğun okul öncesi çağda bilgisayarla tanışması gerektiğini savunmaktadırlar. Çünkü bu yaşlarda çocuklar her türlü araç ve gerece karşı büyük ilgi duymaktadırlar ve henüz bilgisayar konusunda bir korkuları olmamaktadır. Ayrıca okul öncesi çağda bazı temel kavramların çocuğa bilgisayarla öğretebileceği konusunda ortak görüşler bulunmaktadır. Bu düşüncelerden hareketle, okul öncesi ve okul çağındaki çocuklar için önceden yazılmış bilgisayar eğitim programları bulunmaktadır. Özellikle ABD’ deki birçok eğitimcinin ortak görüşü, modern teknolojinin simgesi olan bilgisayarı kullanma yeteneğinin okumak ve yazmak kadar önemli olacağı çağımızda, çocukların bilgisayarlarla erken deneyim kazanmaları gerektiği şeklindedir. Bu konuda oldukça fazla çalışmış ve ‘Logo’ gibi çok kullanılan bir programlama dili oluşturmuş eğitimcilerden biri Seymour Papert’tir. İlk önce Piaget ile çalışmalar yapan Papert, ‘çocukların ney bilip, neyi bilmedikleri konusunda karmaşanın çözülmesi halinde en değerli öğrenmenin gerçekleşeceği ve böylece çocukların dünyalarının anlaşabileceğini’ öne sürmektedir. Bunun bilgisayarla sağlanabileceği görüşünde olan Papert, ‘mikro dünyası’ olarak isimlendirdiği dünyada çocuğun kendi kendini yönlendirerek, keşfederek öğrenmesi gerektiğini savunmaktadır (Arı ve Bayhan, 2002, s. 17-18).
            Okul öncesinde bilgisayar kullanımına ilişkin yapılan bir çalışma: Hitchcock ve Noonan'ın (2000) yaptığı araştırmada beş öğrenme güçlüğü olan okul öncesi çocuğuna üç temel beceri öğretilmeye çalışılıyor. Bu çalışma iki koşulda gerçekleştiriliyor. Biri Bilgisayar Destekli Öğretim (CAI) ile etkileşimli yazılımlar ve Öğretmen Destekli Öğretimdir (TAI) . Her iki öğretim stratejisinin de ortaya koyduğu önemli yararları vardır. Bilgisayar Destekli Öğretimin, Öğretmen Destekli Öğretime karşı beceri ve katılım açısından belirgin üstünlükleri vardır. Araştırma sonucuna göre BDÖ öğrenme güçlüğü olan küçük çocukların temel becerilerinin iyi duruma getirilmesi ve ilerletilmesinde orta düzeyde etkili olduğu bir gerçektir (http://bote.hacettepe.edu.tr/wiki/index.php/Bilgisayar_Destekli_E%C4%9Fitim_Nedir%3F).
         
         Okul öncesi dönemde bilgisayar kullanımına karşı çıkanlar, televizyon ekranı ile bilgisayar ekranı arasında bir benzerlik kurarak televizyon gibi, bilgisayarın da çocuğu edilgin kılacağı (pasifleştireceği) ve onu çevresinden soyutlayacağına ilişkin olumsuz eleştiriler getirmektedirler. Bu olumsuz eleştirileri getirenlerin pek de haklı oldukları söylenemez. Çünkü televizyon izleyen çocukların edilginliğinin aksine, bilgisayar kullanan çocuklar ekrandaki görüntüyü hareketlendirmede etkin olmak zorundadırlar. Ayrıca, bilgisayar başında küçük gruplar halinde çalışan çocuklar, bilgisayar ile yapacakları işler konusunda sürekli birbirleriyle konuşur ve bu arada kendi aralarında bir bilgisayar dili oluştururlar (Namlu, 2002, s. 3).
           Eğitimci, eğitimin olduğu her yerde önemi inkar edilemez bir unsurdur. Eğitimde bu kadar önemli görevi ve etkinliği olan eğitimcilerin, gelişen teknoloji ile beraber eğitime giren bilgisayarlar karışışındaki rolü ve etkinliği ne olmalıdır? Eğer eğitimci eğitimde bilgisayar kullanırsa bunu müfredata en uygun ve en yararlı biçimde nasıl yapmalıdır? Bütün bu soruların cevaplarını vermek için eğitimcinin eğitimde bilgisayar kullanımındaki rolünü ve eğitim ilkelerini irdelemek gerekir. Eğitimde bilgisayar kullanımı konusunda oynayacakları rollerini güçlendirmeleri için, eğitimcilerin şunlara önem vermeleri gerekir (Arı ve Bayhan, 2002, s. 36, 38, 39):
1.      Eğitimci programlamayı ve bunun ne anlama geldiğini öğrenmelidir. Problem çözme aracı olarak bilgisayarı kullanabilme ve değerlendirme birikimine sahip olmalıdır.
2.      Bilgisayarı, işlenecek konunun öğrenilmesinde kullanma deneyimine sahip olmalıdır.
3.      Eğitimde tüm gelişim alanlarını desteklemek ve pekiştirmek için bilgisayardan yararlanmalıdır.
4.      Bir bilgisayar kullanıcısı olabilmeli, bilgisayarı kullanabilmeli, bilgisayar sözlüğü hakkında bilgi sahibi olmalıdır.
5.      Bilgisayarın eğitimde kullanılmasıyla ilgili olarak olağanüstü beklentilerle işe başlamamalıdır.
           Türkiye'de yapılan bir araştırmada öğretmenler, sınıflarında bilgisayar kullanımı konusunda ki endişelerini, yeterli bilgisayar olmaması, öğretim programının buna uygun olmaması ve öğretmenlerin bu konu da yeterince eğitilmemiş olması olarak belirtmişlerdir. Bu sonuçlar, bu konu da başka ülkelerde yapılan çalışmalar ile benzerlikler göstermektedir. Diğer gelişmekte olan ülkelerdeki gibi, malzeme yetersizliği en önemli problem olarak belirtilmektedir. Diğer ülkelerde olduğu gibi, öğretmen  eğitimi  Türkiye'de de en önemli problemlerden birisi olarak görülmektedir (Çağıltay vd., 1998, s. 19-28).               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder